İletişim
Çalışma Saatlerimiz
Lazerle göz tedavilerinin temelini oluşturan PRK (Photorefractive Keratectomy), ilk geliştirilen lazer yöntemlerinden biri olmasına rağmen günümüzde hâlâ etkinliğini koruyan, güvenilir ve başarılı bir uygulamadır. Özellikle ince korneaya sahip hastalarda ya da başka lazer yöntemlerinden fayda görmeyen kişilerde PRK yöntemi kurtarıcı olabilir. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; hasta eğer kontak lens kullanıcısı ise en ideali ise 2 hafta lens takmamış olmalıdır çünkü lens korneada geçici değişkenlik yaratarak ölçümlerin yanlış çıkmasına neden olabilir. Tüm lazer işlemlerinde olduğu gibi PRK öncesi hasta lazer öncesi parfüm, krem, losyon sürmemeli, makyaj yapmamalıdır. Hasta operasyona tek başına gelmemeli mutlaka yanında bir refkataçi bulundurmalıdır.
PRK işleminde hasta lazer masasına alındıktan sonra, korneanın ön yüzeyinde bulunan ince şeffaf tabaka (epitel) solüsyonla yumuşatılarak ya da hafifçe kazınarak kaldırılır. Bu işlemin ardından hasta, lazer cihazında genellikle yeşil ya da kırmızı renkte görülen sabit bir ışığa bakar. Lazer süresi hastanın göz derecelerine göre değişmekle birlikte genellikle 15 ile 40 saniye arasında tamamlanır. İşlem sırasında hasta herhangi bir ağrı ya da acı hissetmez.
PRK işlemi tamamlandıktan sonra gözün ön yüzeyine koruyucu kontak lens yerleştirilir. Bu lens, ağrıyı azaltır, enfeksiyon riskini düşürür ve iyileşme sürecini hızlandırır. İlk 3-4 gün boyunca hastada yanma, batma, sulanma gibi şikayetler görülebilir. Bu belirtiler genellikle ilk gün daha yoğun hissedilir, sonraki günlerde azalarak geçer. 3. veya 5. günde kontak lens çıkarılır ve göz doğal iyileşme sürecine bırakılır. İyileşme döneminde gözün suyla teması engellenmeli, tozlu ortamlardan uzak durulmalı ve doktorun reçete ettiği damlalar düzenli kullanılmalıdır.
PRK sonrası tam görme kalitesine ulaşmak biraz zaman alabilir. Bu süre kişiden kişiye değişmekle birlikte ortalama 3-4 ay arasında tam sonuçlar alınır. Bu nedenle hastaların sabırlı olması önemlidir.
PRK sonrası gözde kuruluk en yaygın şikayetlerden biridir ve bu durum numaraların geri dönmesine yol açabilir. Ayrıca, güneş ışığındaki ultraviyole ışınları da iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden hastaların en az 6 ay boyunca suni gözyaşı kullanmaları, dışarı çıkarken hava güneşli olmasa bile güneş gözlüğü takmaları önemlidir.
Yeni nesil lazer cihazlarında bulunan eye-tracking (göz takip sistemi) sayesinde, PRK sırasında hasta gözünü oynatsa bile cihaz bu hareketi algılayıp lazere devam edebilir. Bu da işlem sırasında gözümü oynatırsam bir sorun olur mu endişesini ortadan kaldırmaktadır.
Her ne kadar 10 dereceye kadar miyop ve 4 dereceye kadar astigmat veya hipermetrop için kullanılabileceği söylense de, kişisel klinik gözlemim bu sınırların üzerindeki vakalarda iyileşmenin zorlaştığı ve sonuçların yeterince verimli olmadığı yönündedir.
Ayrıca daha önce lazer ameliyatı olmuş ama istenilen sonuçları alamamış hastalar ya da akıllı mercek ameliyatı sonrası göz derecesi kalan bireylerde PRK oldukça etkili bir düzeltme yöntemi olarak öne çıkar.
İnce korneaya sahip hastalara uygulanabilir.
Diğer lazer yöntemlerinin uygun olmadığı durumlarda tercih edilebilir.
İyileşme süreci LASIK gibi yöntemlere göre daha uzundur.
Gözde geçici kuruluk gelişebilir.
PRK gibi hassas işlemlerde hasta ve doktor arasındaki iletişim hayati önem taşır. Hastanın işlem öncesinde kullandığı ilaçları, geçirdiği hastalıkları ve varsa özel durumlarını hekime aktarması gerekir. Aynı şekilde hekimin de hastayı sürecin her aşamasıyla ilgili detaylı şekilde bilgilendirmesi gerekir. Bu karşılıklı güven ve doğru iletişim, iyileşme sürecinin hem hasta hem hekim açısından sorunsuz geçmesini sağlar.
PRK hakkında daha fazla bilgi almak, muayene olmak veya tedavi sürecinizi planlamak için Ataşehir’de bulunan özel kliniğimde sizleri bekliyorum.
Doç. Dr. Yasin Özcan – Ataşehir Göz Doktoru